Bu enerji bir insandakiyle ve karada yatan herhangi bir taştakiyle aynıdır. Tek fark, bir insan veya herhangi bir

canlının sadece daha az sıkılmış atom kombinasyonu ve taşın daha sıkı olmasıdır. Aynı enerji dünyadaki her şeyi hareket ettirir demiştim az önce. Yani hepimiz aynı enerjinin parçası olduğumuz için birbirimize bağlıyız.

Kozmik enerji, çakralar olarak adlandırılan önceden tanımlanmış yolları izleyerek ve aura olarak adlandırılan bir alan aracılığıyla bedenlerimizde akan bir yaşam gücüdür. Vücut hücrelerini besleyen bu enerji, organları da işlevlerinde destekler.

Kozmik enerji akışının kesintiye uğraması, işlevin azalmasıyla sonuçlanır, bu da olumsuz düşünce ve duygulara yol açar.

Bu olumsuzluk, hücre ve organların işlevselliğinin azalmasına ve dolayısıyla üretkenliğin azalmasına neden olur. Bu, olumsuzluk kendini enerji alanına bağladığında meydana gelen yaşam gücü akışındaki bozulma ile açıklanır.

Yine, bu hastalıklara neden olduğuna inanılan şeydir. Negatif enerjiyi tersine çevirmek için, kozmik enerjinin etkilenen kısımlardan akması ve onları pozitif olarak şarj etmesi gerekir. Bu da enerjinin daha sağlıklı ve doğal bir şekilde aktığı için vücudun güçlenmesine neden olur.

Şifa seansları sırasında şifacı, sizinle kaynağa bağlı kanallar arasında bir bağlantı oluşturarak tüm işi onların yapmasına izin verir. Terapist sadece aracıdır. İnsanlar hata yapabilir ama kanallar asla. Seans sırasında hasta veya zayıf olan organlar kanalların yanına yerleştirilerek negatif enerji blokajları atılır. Bu nedenle, seans sırasında veya sonrasında danışanlar, çoğu durumda ortaya çıkmasalar da, bazen kışkırtılmamış duygular, rahatsız edici duyumlar ve hafif mide bulantısı gibi hoş olmayan duygular yaşayabilirler. Terapist, seansı yürütmek için tüm kurallara uymaktan sorumludur. Gerekirse, danışana bazı tavsiyelerde bulunabilir ve onları hastalıktan veya problemden kurtulmaya yönlendirebilirler.